5 Ocak 2010 Salı

MECAZ-I MÜRSEL

Benzetme amacı olmaksızın bir sözü başka bir sözün yerine kullanmaya mecaz-ı mürsel (Ad aktarması) denir. Bu söz sanatında değişmecede kullanılan sözcükler arasında çeşitli ilişkiler göze çarpmaktadır. Bu ilişkiler şunlardır:
*   İç-dış ilişkisi: İçi söyleyip dışı kastetme ya da dışı söyleyip içi kastetme
    Sakın tabağını bitirmeden sofradan kalkma.( Bitirilmesi gereken tabağın içindeki yemektir.)
    Sobayı yak. (Soba yanmaz, içindeki odun-kömür yanar.)

*   Parça-bütün ilişkisi: ( Parçayı söyleyip bütünü kastetme ya da bütünü söyleyip parçayı kastetme
     Çatma kurban olayım çehreni ey nazlı hilal  ( Çehresini çatmaması gereken bayraktır.)

*   Yazar-eser ilişkisi: Yazarı söyleyip eseri kastetmek
     Ahmet Haşim'i anlamak için değil, duyumsamak için okumalısın.

*   Sebep-sonuç ilişkisi: Sonucu söyleyip sebebi kastetmek
    Gökten bereket yağıyor toprağa  bulutlar dolusu.. (Bereket yağmurun sonucudur, sonuç söylenip sebep kastedilmiş.)

*   Mekan-insan ilişkisi: Yer söylenir ama o yerle alakalı insanlar kastedilir.
     Tüm mahalle, sabaha kadar çılgınca eğlendi.(Eğlenen mahalle halkı)

*   Mekan-tesis ilişkisi: Mahalli bir ad söylenir ancak liman, havaalanı, otogar, vb. kastedilir.
     Gemi İzmir'e demirledi. (Gemi İzmir limanına demir attı.)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder